"Müzik, seslerle düşünme sanatıdır."
Müzik, sosyo-kültürel fenomendir. Gündelik yaşamda eğlence aracı olarak kullanılmasına rağmen önemli fonksiyonları vardır. Bu fonksiyonların incelenmesi söz konusu olduğunda, kapitalist üretim ilişkilerinden, müzik beğenisine kadar oldukça geniş alanı kapsayan bütüncül çalışma perspektifine yönelmemiz gerekir. Müzik dinlemenin ve müzikle uğraşmanın faydaları çok boyutludur. Müzik, çocukların kendini ifade etme yeteneklerini geliştirir. Estetik, yaratıcı ve yapıcı düşünme kapasitelerini artırır. Müzikle birlikte disiplin gibi konular çocuğa yavaş yavaş aşılanabilir. Müzik akademik performansı da olumla etkiler. Okul çağındaki çocukların daha hızlı okumaları; yazma, anlama ve düşünmede öğrenme güçlüğü çeken çocukların eğitimleri; stresin ve sıkıntının azaltılması yine müzikle başarılabilir. Bilim adamlarına göre müzik, bilişsel düşünme kabiliyetini artırmaktadır. Bilişsel düşünme ile müzik arasında güçlü bir ilişki olduğundan müzikle uğraşanlarda ya da sık müzik dinleyenlerde beyin aktivitesi artmaktadır. Almanya’da Friedrich Schiller Üniversitesinde yürütülmüş araştırmalar sonucunda profesyonel ya da amatör olarak müzikle uğraşan insanların beyinlerinin daha büyük olduğu belirlenmiştir. Düzenli olarak müzik aleti çalmanın beynin görme, duyma, hareket etme ve koordinasyonla ilgili bölümlerinin büyümesini sağladığı tespit edilmiştir. Araştırma çerçevesinde, müzikten anlamayan ve müzikle amatör veya profesyonel olarak ilgilenen kişiler seçmişlerdir. Yapılan MR (manyetik rezonans) görüntülerinin müzisyenlerin beyinlerinin daha büyük olduğunu açıkça gösterdiğini belirlemiş, müzisyenlerin beyinlerinde duyma, görme, hareket etme ve koordinasyonla ilgili bölgelerde daha fazla “gri madde (gri hücre)” olduğunu saptamışlardır. Ayrıca MR görüntülerinden müzik aleti çalan ve günlük hayatta ağırlıklı olarak sağ elini kullandığını ifade eden kişilerin aslında sol ellerini de daha sık kullandıklarını tespit ederken, sürekli müzik aleti çalmanın beynin büyüklüğünü olumlu etkilediği sonucuna varmışlardır. Bunu da beynin kaslar gibi egzersiz yaptıkça büyüdüğünü; örneğin, piyano çalmanın notaları algılayan beynin tuşlara dokunan parmaklara ve pedallara basan ayağa emir vermesiyle bir koordinasyon oluşturarak beynin birden fazla bölgesini aynı anda çalıştırdığını, çok yönlü düşünmeyi ve bağlantılar kurmayı sağladığını, dolayısıyla da beynin iki taraflı kullanımını geliştirdiğini belirtmişlerdir. Böylece bir enstrüman çalan kişiler beynin hem sayısal hem de sosyal kısmını harekete geçirmiş olurlar.
Asıl adı pianoforte olan piyano telli çalgılar kategorisinde bulunmaktadır. Adını kuvvetli ses anlamına gelen forte ve zayıf ses anlamına gelen piano terimlerinin birleşmesinden almıştır. Zaman içerisinde daha kolay söylenmesi açısından ismi piyano olarak kısaltılmıştır.
Kolayca ulaşılabilir ve rahatça taşınabilir olması, öte yandan kişinin kendi zevkine göre birçok farklı müzik tarzını (klasik, caz, blues, pop, rock, country, vb.) çalabilmesine olanak vermesi nedeniyle gitar, günümüz dünyasının en popüler enstrümanlarından biridir.
Keman insanı derinden etkileyen, eşsiz güzellikteki sesiyle,yaylı çalgılar ailesinin en önemli üyesidir. Sesi, öteki çalgılara göre birçok bakımdan insan sesine daha yakındır. Keman çalarken kişinin duruşu ve tutuşu en dikkat edilecek unsurlardır. Beyin ve beden koordinasyonunda keman, notaları algılayan beynin, keman yayı tutan el ile tellere basan parmakların dansı gibidir. Orkestra ve solo niteliği ile müzik dünyasındaki en önemli enstrümanlardandır