Bizim Çocuk Hiç Kitap Okumuyor!

Bizim Çocuk Hiç Kitap Okumuyor!

AH BİZİM ÇOCUK HİÇ KİTAP OKUMUYOR !!!

 -? Ah hocam bizim çocuk hiç kitap okumuyor. Elinde tablet, telefon hep oyun oynuyor.

 
-Peki değerli ebeveyn sizin telefon, tablet, tv gibi alışkanlıklarınız var mı?
 
-?Biz eşimle çok yoğun çalışıyoruz. Akşam dan akşama öyle kafa dağıtmak için 1 – 2 saat takılıyoruz.
 
- Peki. Acaba çocuğunuz sizi mi örnek alıyor? Yani akşamdan akşama gördüğü Anne ve Babasını elinde ki cihazlarla gördüğü için olmasın bu alışkanlığı??
 
-? E ben diyorum annesine çocukla ilgilen valla elinden telefon düşmüyor ki
 
-? Ayy bana diyene bak bir elinde kumanda diğerinde tablet neyse tamam burada kavgaya tutuşmayalım yine
 
- Bunlar hep böyle öğretmenim bakışıyla, çocuk bir anneye bir baba ya bakıp gülümsüyor. Peki o zaman çocuğumuzun kitap okumasını istiyorsak 15 günlük bir deneme süreci gerçekleştirelim. Yani eve gelince telefon, tablet, tv gibi görseller yerine elimize kitap alıp okumaya başlasak. Evde bir kütüphane ya da kitapların yan yana durduğu bir bölüm (uzun bir sessizlik) …
 
Ne yazık ki okumayan anne babanın okumayan çocuğu olur.
 
“Herkes deniz diyor, yüzmeyi öğreten yok. Herkes balık diyor, tutmayı gösteren yok…”
 
Medyatik uygarlık günümüz toplumlarını ‘ışık hızında yayılan sembol dünyasında’ yaşatıyor. Televizyon, büyülü yeni bir din gibi… Postmain’a göre televizyon, hoşumuza giden konularla bizi oyalayarak önemli konuları dikkatimizden kaçıran görsel bir şiddet uyguluyor…
 
Yayın “dünyası”ndaysa, teknolojik gelişimin baş döndürücü hızına uygun olarak her on saniyede bir kitap yayınlanırken, yaşadığımızsa bir paradoks…(‘Ne yaman bir çelişki’dir ki… kitap kültürü tehlikede) …Lise, üniversite bitiren nüfusumuz artarken, ders dışı kitaplarla okumayı sürdüren nüfusumuz oran olarak azalıyor. … Okullar okumayan insan yetiştiriyor … Uzmanların da uyardığı gibi, dünya kitap çöplüğüne döndü. Niteliği, nicelikle vuruyorlar. Kötü kitap iyi kitabı kovuyor.Yine bir yazarımızın da dediği gibi, bugün “…kitap dünyası binmiş arabasına cehenneme doğru gidiyor.Çer çöp kitapların baştan çıkarıcılığına karşı koyabilmek için” anne-babaların, öğretmenlerin, yerel yönetimlerin sorumluluğu her gün biraz daha artıyor…
 
Çocukların bir sınavdan diğerine bir kurstan öbürüne sürüklendiği günümüzde okuma değil yalnızca, oyun ve serbestlik bile çok ilkel kavramlar olmaya başladı.
 
Amerikalı bir psikolog olan David Elkind,. “ACELE ETTİRİLEN COCUKLAR” kavramının kısaca, çocukların zamanlarının anne babaların tercihlerine göre düzenlendiğini, bu düzenlemenin de her hafta daha fazla ders, çocuğu sosyal, akademik, kültürel, psikolojik alanlarda geliştirebilecek, daha fazla aktivite anlamına geldiğini anlatmaktadır. Buna göre çocuklar çevrelerini inceleme-araştırma şanslarını kaçırmaktadırlar. Oysa yazarın dediği gibi BÜYÜMEK HİÇ BU KADAR REKABETÇİ OLMAMIŞTI
 
İşte bu çılgınlıkta Sigara yaşı ona Uyuşturucu yaşı on ikiye indi… Üç okuldan birinde hap kullanılıyor… (basından) Ve okullarda şiddetin tarihi kitabın okuldan kovulmasıyla başlıyor. Okullar okumayan insan yetiştiriyor. Eğitim tersine yapılıyor…
 
B. Rasıl’ın kolektif aptallık dediği durumu yaşıyoruz. Ünlü filozof, kitapların önemini anlatırken “Akıl elde edilmiş bilgiden çok, bilgi edinme yoluyla gelişir” diyor. Başka bir filozof ise mikroskop ve teleskobun gözümüzün uzantısı; telefonun sesimizin uzantısı; baltanın,karasabanın ve kılıcın kolumuzun uzantısı olduğunu söylerken, kitabınsa beynimizin uzantısı olduğunu özellikle vurguluyor.
 
Kitap okumayan toplumların BEYİNLERİNİN BUDANDIĞI, bundan daha güzel nasıl anlatılabilir? Postmaın’ın dediği gibi, “En ciddi söylemler kıkır kıkır gülmeler arasında kaynayıp gidiyorsa hangi ses tonuyla kime ne söyleyebilirsiniz?”
 
Eğitim, edinilen bilgilerin hayata uygulanması sanatıdır.(Herkes deniz diyor,yüzmeyi öğreten yok. Herkes balık diyor,tutmayı gösteren yok)
 
Çocuklar yaşam boyu kullanacakları alışkanlıkların,bilgilerin üçte birini okul öncesinde ailesinden öğreniyor. Kendisi kitap okumayan anne babalar çocuklarına son derece kötü rol model oluyorlar.
 
Çocuğun doğduğu andan başlayarak evde kitap görmesi, yaşamda kitabın da olduğunu bilinç altına kazıması demektir. Ve gelecekteki okuma alışkanlığı için bir alt yapı ve ön hazırlık oluşturmaktır. Anne babalar bilmeden en değerli varlıklarından bunu esirgiyor…